5 Mayıs 2019 Pazar

Asena (Tukyu)

Türklerin ataları Çin milletinin (si-hayi) dediği Batı Denizi sahillerin'de yaşarlardı.Komşu hükümdarlar'dan biri bunların yurtlarını basarak,çocuk,kadın ve önlerine çıkanları kılıçtan geçirip öldürdüler.Bu milletten ancak hayatta 10 yaşında bir erkek çocuk kalabildi.Bu çocuk'ta elleri ayakları kesilip bir bataklığa bırakıldı.Çocuk,bataklıkta açlıktan ölmek üzereyken,bir dişi kurt gelip,ona bir et verdi.Kurt,her gün gelerek çocuğu etle besledi.Çocuğun yaraları iyleşti gücü kuvveti yerine geldi.Çocuğun yaşı ilerleyip büyüyünce kurt bundan gebe kaldı.
Atalarını katleden hükümdar,çoğun sağ kaldığını haber aldı.Çocuğu öldürmek üzere arattı, buldular Hükümdar, çocuğun bulunduğu yere birisini gönderdi Bu adam, bataklığa geldiği zaman, çocuğun yanında bir kurt gördü ve şaşırdı Adam, ikisini de öldürmek istedi Fakat bir Tanrı, onları korudu Kurt, çocuğu sırtlayarak Batı Denizi'nin doğu tarafına geçirdi (Kao-cang) yakınlarındaki dağlardan birinde bulunan mağaraya götürdü Mağaranın arkasında bereketli bir ova vardı Ovanın her tarafı, yalçın kayalarla çevrilmişti Kurt, burada sakat delikanlıdan 10 çocuk doğurdu Bunlardan biri, aile adı olan (Asena)' yı aldı Bu çocuklar, büyüdükleri zaman mağaradan çıkarak civârdaki oymaklardan birer kız kaçırdılar Bunları mağaralarına götürdüler ve bu kızlarla evlendiler.

Birkaç nesil geçince, bunlar çoğaldı İçlerinden (A-Hien-Se) adlı birisi başlarına geçerek mağarada çıkardı (Kin-San) dağlarına giderek yerleştiler, (Cu-Cen) tatarlarına bağlandılar Bu dağların tepelerinden biri takya seklinde olduğundan kendilerine bu anlamda (Tu-Kyu) adını verdiler Asıllarına delâlet etmek üzere de bayraklarına bir kurt başı yaptılar

Türkçülük Günü Nedir ?

Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Türkçülük-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız -Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan “Ankara Nümayışı”nı anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkûm tarafından kutlanmıştır. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü (Bayramı) adını almıştır.
Yargılama sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırıldılar.
Dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu 5 Ağustos 1942'de TBMM'de yaptığı konuşmada şunları söylemiştir
"Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız."
Sabahattin Ali tarafından Atsız mahkemeye verilir. 26 Nisan 1944'te Ankara'da başlayan ilk mahkeme, dönemin gençleri tarafından hınca hınç doldurulur. Mahkeme, 3 Mayıs 1944'e ertelenir.
Tarihte 3 Mayıs Olayları adıyla anılan olaylar Nihal Atsız'ın, hakkında açılan dava için Ankara'ya geldiği sırada başlamıştır.
3 Mayıs'ta bir araya gelen ve gösteriler yapan gençler birer birer tespit edilip toplanır ve tutuklanır. Milliyetçi gençler, Alparslan Türkeş'in ifade ediş şekliyle, kıyasıya dövülür. Nihal Atsız da aynı gün duruşmadan çıktıktan sonra polis tarafından gözaltına alınır. Üsteğmen olarak nümayişe katılıp gözaltına alınan Alpaslan Türkeş konuyla ilgili olarak:"3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençler kıyasıya dövüldüler " demiştir.
3 Mayıs'ın ilk yıldönümü 1945 senesinde o sıralarda Tophane'deki Askerî Cezaevinde tutuklu bulunan bir grup Türkçü tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anılmış, daha sonraki yıllarda ise çeşitli törenlerle kutlanmış ve Türk milliyetçilerinin bir geleneği Türkçülük Günü oluşmuştur.